28 Mart 2008 Cuma

İnovasyon Treni

Günümüz rekabet şartların acımasız bir şekilde firmaları kıskacına almıştır. Kıskacın uzun ve sivri dişlerinden bir  tanesi maliyet, diğeri yeni/değişik ürün, bir diğeri servis yani müşteriyle buluşma noktalarıdır. Artık firmalar rahat koltuklarında oturamamaktadırlar. Ulusal rekabetin olmasının yanında artık globalleşen piyasa koşullarında yabancı oyuncularda resmin bir parçası olmakta, hatta büyük bir parçası olmaya doğru gitmektedirler.

Şirketler pek çok yerden gelen oklara karşı kalkanlarını kullanacaklar ve dayanabildikleri kadar gelen saldırılara dayanacaklardır. Bu savunma taktiği bir yere kadardır, dayanma gücü bir noktada tükenecek ve yok olmaya mahkum kalacaklardır. Oyundan çıkarken yenik olarak ayrılacaklardır. Kurtuluşun bir başka yolu daha vardır ve içinde bulunduğumuz dönemde, firmaların hemen hemen hepsinin konuştuğu, yapmak için çaba gösterdiği, sonuçlarını almaya başladığı yada aldığı bir yaklaşım, İNOVASYON.

Pek çok makalede, sohbette, kitapta inovasyonla ilgili örnekler verilmektedir ama bunlar hep aynı şeyler olarak karşımıza çıkmaktadır. 3M firmasının sarı kağıtları, Apple’ın çıkardığı ürünler. Acaba gerçekten inovasyon, örnekleri az olan yapılması, uygulanması, sonuçlarının alınması zor olan bir şey midir ? Niye daha fazla örnek verilmemektedir ? Yoksa firmalar inovasyon yapıyorlar da bizden mi gizliyorlar ?

Buradaki karmaşa, biz neye inovasyon diyeceğimizi tam olarak netleştirememizden kaynaklanmıştır. Mesela laser pointer özelliklerini kullanarak yapılan elektronik metre, pek çoğumuz için kabus olan 2 metrenin üzerindeki ölçümlerde kurtarıcı olmuştur.  Yeni bir buluş yada icat değildir, eldeki bir aracı bir başka şekilde kullanarak probleme çözüm üretilmiştir.

Düşününce sanki çok çabuk herkesin aklına benzer şeyler gelecekmiş gibi duruyor, bizde böyle şeyler düşünebiliriz yapabiliriz hissine kapılıyoruz. İşte inovasyon bu kadar basit diyoruz. Düşündük, bulduk, peki kim yapacak bunları, nasıl hayata geçirilecek, organizasyonu kim kuracak. İki sene sonra ürünü karşımızda görünce, elimize alınca, “inanmazsınız, ben bunu düşünmüştüm, adamlar yapmış” diyoruz.

İnovasyon çalışmaları başlı başına bir disiplindir. nasıl ki, proje yapma esnasında analiz, tasarım, gerçekleme, test ve kullanma gibi bölümler oluyorsa, inovasyon sürecinde de benzer çalışmaları farklı şekillerde ve içeriklerde yapmak gerekmektedir.

En önemli bölüm ve zaman gerektiren kısım,  inovasyon çalışmalarının şirketin hayatının ayrılmaz bir parçası olduğunun tüm çalışanlar tarafından anlaşılması, dahada ötesi inovasyonun şirketin DNA’larına işlenmesi gerekmektedir. Şirkete her giren, işinin bir parçası olarak çalışmaların içinde yer alması lazımdır.  Çalışmalarda harcanan zamanın, emek ve iş gücü, şirketin geleceğinin inşasında kullanılan taşların üst üste dizilmesi , güzel bir bina oluşturulması için yapılmış faaliyetlerdir.

İnovasyon çalışmaları sonucunda bir ürün/hizmet farklılaştırılmış bir şekilde sunulduğunda ilk başta kazanç elde edilecektir ama buradaki süre maksimum altı aydır. Çünkü rakipler ya ürünü taklit edecekler yada değişik bir şekilde pazara farklı bir ürün olarak süreceklerdir. Bunun anlamı, bir defa için inovasyon çalışması yapılmaz, yaşamak için devam eden bir süreç halinde şirket var olduğu müddetçe gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Bilgi teknolojileri bu çalışmaların neresinde yer almaktadır sorusuna cevap ararsak. Aslında işin başından sonuna kadar ayrılmaz bir parça olarak hemde büyük bir parça olarak durmaktadır.  Yapılan çalışmaların elektronik kayıt altına alınması, burada kullanılacak teknolojiler ve yazılımlar, süreç esnasında ortaya çıkan ürünlerin/fikirlerin içerik yönetiminde saklanması, tüm faaliyetlerin çalışanlara duyurulması için ihtiyaç duyulan yazılımlar vb.. pek çok alanda BT’siz işlerin yürütülmesi mümkün görünmemektedir. Demek oluyor ki inovasyon için sadece toplantı yapmak deftere bunları yazmak yeterli değil bunu uygun BT ile desteklemeniz gerekecektir.

İnovasyon yolculuğundaki süre uzundur, tren pek çok istasyonda duracaktır, kimileri bu trenden inecek, kimileri de yeni yolcu olarak bineceklerdir. Günün sonunda gitmekte olan trene el sallayan yolcu yakını değil, trenin içinde oturan yolcu olmamız lazım.

Hiç yorum yok:

Evde Beyaz Şarap Yapımı

via IFTTT