22 Ocak 2008 Salı

Kahraman bilgi işlem çalışanları

Üretim yapan firmalar daha az maliyetle ürünlerini ortaya çıkarmak için pekçok konuda iyileştirme faaliyetlerinde bulunmaktadırlar. Bunlar içinde üzerinde en çok konuşulan ve tartışılan konu tedarik zinciri süreçlerinde yapılacak olan çalışmalarını içermektedir.

Genelde bu süreçler dikkate alınırken her zaman için hammadde tedariği, alım süreçleri, alım fiyatları, kalite kontrol bilgileri konuşulmakta. Daha kısa zamanda bu süreç nasıl gerçekleştirilebilir, daha ucuz maliyetlerde nasıl temin edebiliriz diye çalışmalar yapılmaktadır. Yapılan çalışmalar esnasıda akla gelmeyen konu bilgi teknolojileri olarak ortaya çıkmaktadır yada bilgi teknolojileriyle bu sürecin nasıl sağlanacağı sonlara doğru akla gelmektedir. Nede olsa şirket içi kahraman bilgi işlem çalışanları işi halledecektir.

Bilgi işlem departmanına konu, iş bitmiş, süreç belirlenmiş, yapı kurulmuş bir vaziyette gelir. Herşey bittiğine göre artık süreci bilgisayar programlarıyla desteklemek gerekmektedir diye talep gelir. Süreçle ilgili olarak BT tafındaki işlerin ne zamana yapılması gerektiği sorusunu soran BT yöneticisine ise verilen cevap tüm şirketlerde aynıdır. “Ay başında devreye alıyoruz, aslında dün bitmeliydi ama bekleyebiliriz”.

Gelde işin içinden çık. Helebirde yapılması gereken çalışma sadece bir departmanı değil birden çok departmanın süreçlerini kapsayacak genişlikteyse, kolay gelsin yapana.

Bundan sonraki süreç klasik olarak şöyle işler. Bilgi işlem yöneticisi kendisiyle çalışanlar içinden özel bir ekip hazırlar. Bu ekibe güzel bir konuşma yapar. “Şirketin bize ihtiyacı var, bizim yapacaklarımızla bu şirket daha ilerilere gidecek, sizler bu şirketin en önemli kişilerisiniz, biliyorum iş bize geç bildirildi ama ben sizlere güveniyorum, hep beraber bu işinde üstesinden geleceğiz. Hepimize kolay gelsin”.

Artık süreç başlamıştır, önce analiz için işin sahibine gidersiniz anlat bakalım ne istiyorsun diye, gelen cevap sadece üç satırlık bir analiz dökümanı oluşturur, zaten bilgi işlem tüm tüm süreci biliyordur sadece ufak tefek değişiklikler yapılacaktır. Şeklinde bir açıklamadır ama programcının gözleri büyümüştür, çünkü istenen şeyler, kurgulanmış sistemi kökten değiştirecek taleplerdir. Çok fazla direnmek işe yaramaz, istenilen yapılacaktır çünkü bunlar yapılmazsa ortaya çıkacak işin kullanılması mümkün olmayacaktır ifadesi söylenmektedir

Hem zaman kısıtı var, hem analiz çok detay değildir. Yapılması gereken işin çatısı belli ama içindeki kısmın, kurgulanacak işlerin mimarisi tam net değildir. Türkiye’deki eğitim sistemi gerçeğiyle programcılar aslında birer süreç uzmanıdırlar, süreç sahibi kadar süreci bilmektedirler ve neye ihtiyaç olduğunu onlar kadar tahmin edebilmektedirler. Bu nedenle üç satırlık analiz bile yapılacaklar için yeterli olmak zorundadır.

Çalışma başlar, hemen hemen her şirketteki bilgi işlem departmanında olduğu gibi, ışıklar artık çok geç sönmekte yada sabah kadar sönmemektedir. Geceli gündüzlü programlar yazılmaya, çıkan sonuçlar kullanıcılara gösterilmeye başlanır. Kullanıcılarda programın renklerine, tek bir düğmede bütün işleri yapmasına, içeriğindeki aksayan program hatalarına bakarak değişiklik taleplerini iletirler. Tüm düzeltmeler yapılır ve herzaman olduğu gibi beklenen aybaşına uygulama yetiştirilir.

Cuma günü son testleri yapılır ve gerçeklerle karşılaşılır, süreçteki esas önemli ihtiyaç atlanmıştır. Hemen anlizi yapılır ve geceli gündüzlü haftasonu şirkette kalarak tüm değişiklikler ve istekler gerçekleştirilir, pazartesi günü herkesin kullanımına açılır.

Kahraman bilgi işlem çalışanları girdiği savaştan gene bir zaferle çıkmıştır. Yöneticinin yaptığı konuşmadaki gibi kendilerine duyulan güvenin karşılığını vermişlerdir.

Yukarıda anlatmatya çalıştığım süreç genelde şirketlerde yürüyen düzeni göstermektedir. Aslında bakılırsa tüm yapılanlar, analiz, tasarım, geliştirme/uyarlama, test, entegrasyon testi ve canlı kullanıma geçiş aşamalaradır. İster uygulama geliştirme çalışması olsun, ister şirket içi başka bir sürecin kurgulanması olsun yapılanlar ana başlıklarıyla bunlarla birebir örtüşmektedir.

Sonuçta, tüm işler yapılıyor ama belirli bir disiplin altında olmadan gerçekleştirildiği için ortaya çıkan yapı başlangıçta yola çıkılan ihtiyaçlarla örtüşmüyor. Proje yönetimi şirketlerin hayatlarının ayrılmaz bir parçası olarak kurgulandığı zaman, geceli gündüzlü çalışmalar azalıyor, ihtiyaçlar tam ortaya konulduğu için beklenti netleşiyor, herşey dökümante olduğu için gelecek dönemlere ait kayıtlar bırakılabiliyor. En önemlisi proje başarıyla tamamlandığı için herkes kahraman oluyor.

9 Ocak 2008 Çarşamba

Bilgi Teknolojileri hayatımızın bir parçasıdır.

Günümüzde bilgi teknolojilerinin kullanım alanına baktığımızda artık hayatın her noktasında bizlerle birlikte yer aldığını çok rahat görebiliyoruz. Özellikle iletişim konusunda teknolojilerin bize sunduğu imkanlar uzakları yakın etmekte inanılmaz imkanlar sunmaktadır.

Çok uzak değil 90’lı yılların başında PC’lerin kullanımının hızla artmasıyla birlikte, öncelike iş hayatında başlayan bilgisayar kullanımı hemen ardından evlerde kişisel ihtiyaçları karşılamaya yönelik olarak artış gösterdi.

İlk dönemlerinde bilgisayar sahibi olmak ağırlıklı olarak bireysel oyun oynamakla eşdeğer görülüyordu. Hatta aileler çocuklarına “oyun oynamayacaksan bilgisayar alayım” diyordu ama oyun dışında hangi amaçla kullanacağı söylenmiyordu. Aslında gizli bir amaç vardı, derslerinde yardımcı olması. Tabiki bilgisayar içinde program olmadan herhangi bir amaça hizmet etmiyor, yazılımların gelişmesi bu talebe bağlı olarak hızla artmaya başladı.

İlk dönemlerde bilgisayarın iş hayatında olması, buradaki kontrolün sadece bilgi işlem departmanında olması, çoğunlukla merkezi uygulamaların şirkete özel olarak geliştirilmesi ve bunu yapacak olan insanların sayısının az olması, bilgi işlem departmanlarında çalışanları özel kişiler durumuna getirmişti. Fakat bu saltanat çok uzun sürmedi, süremedi. Süreç o kadar hızlı ilerlediki 90’ların ortasında internet hayatımıza girdi, insanlar oradan bilgiler edindi, bunları işlerinde kullanmaya başladı ve bilgi işlem departmanlarından daha fazla şey istediler.

Artık çalışanlar kendilerine sunulanla yetinmeyip daha fazlasını talep eder şekle dönüştüler ve bilgi işlem departmanınında bunları sunar hale gelmesini istediler. Paralelinde okullardan yetişen öğrenciler, teknoloji üreticisi, yazılım üreticisi firmaların açtığı eğitimlere katılanların sayısının artmasıyla artık pekçok kişinin ortak kullandığı bir yapı oluşmaya başladı.

Bizim çok güzel bir atasözümüz olan ‘Bir elin nesi var iki elin sesi var’ ifadesi ve kültürümüzdeki ‘imece’ kelimesinin anlamı aslında BT dünyasında çokça kullanılan Açık Kaynak adı altında birleşti ve bu oluşumlar gittikçe çok taraftar bulmaya başladı. Hele birde Linus Torvelds’in Linux’u herkesin geliştirmesine imkan verecek şekilde lisanslamasıyla birlikte, bu konuda çalışan insanlar yokuşun başından yuvarlanan kartopunun gittikçe büyümesi gibi katlanarak çoğaldı.

Bugün geldiğimiz noktada internet heryerden erişime imkan verecek araçlarla desteklenmekte, kahve içilen salonlardan, hastanelere kadar heryerden erişilebilmekte. İstediğiniz herkonuda açık kaynak koduyla geliştirilmiş uygulamalara erişme ve bunları kullanma hakkında sahipsiniz.

Pekçok uygulama geliştirme platformuna ulaşmak mümkün, bunlarla ilgili eğitimlere ve dökümantasyona hemen sahip olabiliyorsunuz. Aklınızda olan programları geliştirebiliyorsunuz. Kendi sayfanızı internet üzerinden ücretsiz olarak oluşturup, resimlerinizi saklayabileceğiniz ücretsiz hizmetleri alabiliyorsunuz. Kendi televizyon ve müzik yayınızı yapabiliyorsunuz. Tüm bunlara erişmek için illa bir bilgisayara ihtiyacınız yok, cep telefonuyla bile bunları yapabilir duruma geldik.

Evlerde bilgisayarın kullanılmasıyla birlikte, sadece belirli bir yaş grubuna aitmiş gibi görünen bu aletler evde yenidoğan çocuklarla gittikçe öğrenilme yaşı çok çok gerilere gitmeye başladı. Eminimki pekçok evde 3-4 yaşlarında çocuklar aileleriyle birlikte gördüğü bilgisayarı kullanmak için çaba gösteriyor, hatta kullanıyordur. Bu esnada yazılım geliştiricilerde kullanıcı yaşının 3-4 olduğunu düşünerek programlar geliştiriyorlar.

Başlangıçta iş ve oyun arasında gidip gelen kullanıcılar, bugün oyunlarını ve işlerini, yüzlerini hiç görmedikleri dünyanın öbür köşesindeki kişilerle birlikte yürütüyorlar. Elde taşınır cihazlarla (artık bunlara elbilgisayarı yada telefon demek yanlış olur) nerede olursanız olun sevdiklerinizle iletişim kurmanız, onlarla mesajlaşmanız ve yaşadıklarınızı paylaşmanız çok doğal bir hal aldı. Bunları kullanmak, hizmetlerden faydalanmak içinde artık üniversite bitirmenizede gerek kalmadı. Artık program yazanlar sadece bir kaç tuş ile istediğinizi yapacağınız programlar geliştirmeye başladı.

Evet, önceleri sadece iş yerinde belirli bir grup insana hitap eden bilgi teknolojileri artık evlerdeki yeni doğan çocukların ilk tanıştığı oyuncaklar olmaya başladı. Bizlerin bilgisayar ile tanışma yaşı ile bugün gelinen noktayı, bugünün bebeklerinin oyuncak olarak kullandığı bilgisayarın 18 sene sonraki halini kim hayal edebilir.

6 Ocak 2008 Pazar

Cepten blog yazimi

Blog'umla ilgili bir degisiklik yapmak icin internete girmistim, o sirada mobil cihazlardan blog'a icerik yollanabilecegini ve yontemlerini okuyunca bi deneyeyim bakalim dedim.

Bu yaziyi blackberry cihazimdan yazdim ve gonderiyorum.

Artik icerik yazmak icin bilgisayara gerek kalmadi, cep telefonundan bile gonderilebiliyor.

Hadi hayirlisi.

Saygılarımla
Atakan M. Karaman
İş Sistemleri Müdürü

Bu mesaj Blackberry cihazı ıle gönderilmistir.
This message is sent via Blackberry Handheld.


Bu e-posta ve muhtemel eklerinde verilen bilgiler kisiye ozel ve gizlidir. Anadolu Bilisim Hizmetleri A.S. bu mesajin icerigi ve ekleri ile ilgili hicbir hukuki sorumluluk kabul etmez. Yetkili alicilardan degilseniz, bu mesajin herhangi bir sekilde ifsa edilmesi, kullanilmasi, kopyalanmasi, yayilmasi veya mesajda yer alan hususlarla ilgili olarak herhangi bir islem yapilmasi kesinlikle yasaktir. Bu durumda hemen mesajin gondericisini bilgilendiriniz ve mesaji sisteminizden siliniz. Elektronik mesajlar uzerinde yapilmis herhangi bir degisiklik veya sonuclari uzerinde Anadolu Bilisim Hizmetleri A.S.'nin sorumlulugu yoktur. Ayrica, e-posta mesajlarindaki hata ve/veya eksiklikten, virus icermesinden ve bilgisayar sisteminize verebilecegi herhangi bir zarardan Sirket olarak sorumluluk kabul etmeyecegimizi de bildiririz.

This e-mail and any information included within any attached document are private and confidential and intended solely for the addressee. Anadolu Bilisim Hizmetleri A.S. does not accept any legal responsibility for the contents of this message and any attached documents. If you are not the intended addressee, it is forbidden to disclose, use, copy, or forward any information within the message or engage in any activity regarding the contents of this message. In such case please notify the sender and delete the message from your system immediately. Anadolu Bilisim Hizmetleri A.S. also denounces any legal responsibility for any amendments made on the electronic message and the outcome of these amendments, as well as any error and/or defect, virus content and any damage that may be given to your system.

Evde Beyaz Şarap Yapımı

via IFTTT